• SOBE VAKFI
  • ‘Otizmin tek ilacı eğitim’
  • SOBE VAKFI
  • ‘Otizmin tek ilacı eğitim’

Otizmli bireylerden 23 yaşındaki Serdar Canpolat’ın annesi Meltem Canpolat, otizmle mücadelede eğitime dikkat çekti. Bu noktada SOBE’nin önemine değinen anne Canpolat, “Bize nefes aldırdı diyebilirim. Ne kadar ilaç da içirseniz olmuyor otizmin tek ilacı eğitim. Serdar’ın algıları açıldı, çok yol kat etti” dedi 

Otizmli bireylerin topluma kazandırılması için en önemli unsurun eğitim olduğu belirtiliyor. Ancak bu çocuklara eğitim verilirken, toplumsal bilinç ve hassasiyetin de en üst düzeyde olması şart. Çünkü bu bireyleri topluma kazandırabilmek için sadece ailelerin çabaları yeterli olmuyor. Zorlu bir süreci yaşayan otizmli bireylerin aileleri her anlamda desteklenmesinin önemine vurgu yapılıyor. Bu konuda Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitimi (SOBE) Vakfı, büyük katkılar sağlıyor. SOBE’de hem otizmli bireyler eğitiliyor hem de otizme karşı farkındalık artırılıyor. Bu sadece otizmli bireylerin topluma kazandırılması için önemli bir iş yapılmış oluyor. SOBE’de eğitim alan otizmli bireylerden biri olan Serdar Canbolat’ın annesi Meltem Canpolat, zorlu geçen serüvenlerini anlattı. 

DÜNYAM YIKILDI 

23 yaşındaki Serdar Canpolat’a otizm teşhisi 14 aylıkken konuldu. Anne Meltem Canpolat, oğluna otizm teşhisi konulduğunda otizmin ne olduğunu öğrendi. Otizmle ilgili araştırmalar koyulduğunu belirten anne Canpolat, bu hastalığa o gün savaş açtı. Hastalığa karşı mücadele dolu yıllarını anlatan anne Canpolat, şunları söyledi, “Oğlum 23 yaşında. Oğlumun otizmli olduğunu 14 aylıkken eşim fark etti. Otizmin ne olduğunu o gün öğrendim. Sonra kitaplarda araştırmalar yaptım. Ben bu hastalığı yeneceğiz diye yemin ettim. 22 aylıkken çocuğumuzun eğitimine başladım. O gün bugündür eğitimlerimiz devam ediyor. Otizm bir kişilikmiş doğuştan gelen bir şey. Önce çok şaşırdım ne yapabilirim diye çok düşündüm. Sonra zaman geçtikçe bu soruları bir kenara bıraktık ve eğitimle nereye kadar gidebiliriz onu düşünmeye başladık. Sonra eğitime başladık ve devam ediyor.  Otizm teşhisi konulduğunda dünyam yıkıldı. Alt üst oldu hayatımız. Ne zaman doktora gitsek “bu çocuk otizm değil bir karışıklık olmuş” denmesini bekliyordum. Ama zaman içerisinde kabullendik, bildiklerimizi unuttuk, kelimeleri unuttuk, sözcükleri unuttuk öyle olunca yol almaya baktık, ne yapabiliriz düşünmeye başladık.”

SOBE’NİN BÜYÜK KATKISI VAR 

Yaklaşık 2 yıldır SOBE’ye geldiklerini belirten anne Canpolat, SOBE’nin katkılarını şöyle özetledi, “SOBE’ye gelmeden önce Serdar çok hırçın bir çocuktu. SOBE’ye önce sporla başladık. SOBE’ye geldikten sonra Serdar çok yol kat etti. Bunu en iyi yakınlarımız, mahalledeki tanıdıklarımız, esnaflar sayesinde öğrendik. Serdar’ın çok yol kat ettiğini söylüyorlar hep.  SOBE’nin çok büyük katkısı oldu. Sporu da dahil edecek olursak yaklaşık 2 senedir devam ediyoruz. Eş zamanlı olarak devlet okuluna da devam ediyoruz.  Biz Serdar’ın ağzına fırça sokamıyorduk, tıraş ettireceğiz ettiremiyorduk. SOBE’ye geldikten sonra bu hırçınlıkları bitti. Sabretmeyi öğrendi.  Bunun evdeki ilişkilerimize de büyük katkıları oldu. Bize nefes aldırdı diyebilirim. Ne kadar ilaç da içirseniz olmuyor otizmin tek ilacı eğitim. Serdar’ın algıları açıldı, çok yol kat etti. Evde de her dediğimizi yapıyor, yaptıkça da mutlu oluyoruz o da mutlu oluyor. Hocalarımızın yönlendirmesiyle eğitimlerin üstüne koyuyoruz.”

TOPLUMSAL DUYARLILIK ŞART 

Otizme karşı toplumsal duyarlılığa dikkat çeken anne Canpolat, “Problem otizm değil otizmli bireylerin toplumda rahatça yaşayamaması. Toplumun otizmle ilgili algısı şu: insana zarar veriyor vs. Böyle bir şey yok. Bu çocuklara fırsat vermek, sevgiyle, sabırla yaklaşması gerekiyor insanların. Sadece ailelere iş düşmüyor. Topluma da büyük işler düşüyor bu noktada. Bir belediye otobüsüne biniyorsunuz size vebalı gibi yaklaşıyorlar. Bu anlamda toplumun aydınlatılması, farkındalık oluşturulması gerekiyor” diye konuştu. 

EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR 

SOBE’ye katkılarından dolayı Selçuklu Belediyesi’ne ve emeği geçenlere teşekkür eden anne Canpolat, “Devlet her şeye yetişemiyor bazen. Bu anlamda yerel yönetimlere çok iş düşüyor. Böyle bir yapı kazandırdıkları için Selçuklu Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz. Yerel yönetim olarak belediyemiz üzerine düşeni yapıyor. SOBE’ye de teşekkür ediyoruz. Genelde küçük çocuklara fırsat veriliyordu ama biz de bu şansı kazandık. Çok teşekkür ediyoruz. İyi ki böyle kurumlar ve böyle öğretmenler var. Ama sayıları çok çok artsın, Türkiye çapında çok olması lazım. Hayırsever vatandaşlara çok iş düşüyor” şeklinde konuştu. 

EĞİTİM ALDIRMALIYIZ 

Otizmli bireylerin ailelerine tavsiyelerde de bulunan anne Canpolat, şunları söyledi, “Otizmli bireylerin ailelerine şunları söylemek istiyorum; Çocuklarına eğitim aldırmıyorlarsa en kısa zamanda eğitim aldırmaya başlasınlar. Bu çocuklara bir şeyleri özel olarak öğretmek zorundasınız. İnanın öğretince karşılığı oluyor. Eğitim, eğitim, eğitim diyorum. Anne-baba olmak kolay değil. Özellikle özel çocuklara sahip olmak kolay değil. Biz ne kadar çocuklarımızın yanında yer alabilirsek ne kadar ayakta durabilirsek o kadar iyi. Anne-babalar çocuklarına ne kadar erken eğitim aldırabilirlerse o kadar iyi olur.  Otizmle ilgili manevi desteğe ihtiyaç var. Benim bu anlamda büyük oğlumun, annemin, akraba çevresinin çok faydası oldu. Manevi destek çok önemli. Bazı şeyleri parayla satın alamıyorsunuz.”