• SOBE VAKFI
  • Otizm eğitimle aşılabilir!
  • SOBE VAKFI
  • Otizm eğitimle aşılabilir!

16 aylıkken otizm teşhisi konulan 4,5 yaşındaki küçük Nur, SOBE'de eğitim görüyor. Ömrünün sonuna kadar tedavisi olmayan bir rahatsızlıkla yaşaması gereken küçük Nur için ailesi seferber olmuş durumda. Hastalıkla ilgili birçok araştırma yapan ailenin çocukları için en çok önem verdiği konu eğitim 


Selçuklu Belediyesi'nce yaptırılıp, kurulan vakıfla işletilmesine başlanan Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı (SOBE), otistik bireylerin ve ailelerinin umudu oluyor. Açıldığı günden bu yana otizmli bireylere eğitim veren, çeşitli terapilerin uygulandığı SOBE'den birçok otistik birey faydalanıyor. Bu bireylerden biri de Nur. Şuan 4,5 yaşında olan Nur, yaklaşık 5 aydır SOBE'de. Ailesi yurtdışında yaşayan ve eğitim için ailesi tarafından SOBE'ye gelen Nur, burada eğitimlerine devam ediyor. Nur'a otizm teşhisi yurt dışında bir sağlık kontrolü sırasında 16 aylıkken konuldu. Teşhisin konulmasının ardından Nur'un ailesi psikolojik olarak yıkılsa da, birbirlerine destek olup, küçük Nur'un tedavisi için çeşitli araştırmalar yapıyorlar. Bir süre Avrupa'da Nur için eğitim aldıran aile, araştırmalar sonucunda buldukları SOBE'yi tercih ediyorlar. Geldikleri Konya'da yaklaşık 5 aydır SOBE'den eğitim alan Nur'un ailesi, eğitimin verdiği olumlu dönüşlerden oldukça memnun. Otizm ve yaşadıkları süreçle ile ilgili  açıklamalarda bulunan Nur'un annesi, otizme karşı eğitimin önemine vurgu yapıyor.

 PSİKOLOJİK OLARAK ÇÖKTÜK

Otizm teşhisinin koyulduğu ve sonrasında yaşananları anlatan anne, Nur'a teşhisin 16 aylıkken konulduğunu söyledi. Ancak 6 aylıkken bazı sorunlar olduğunu gözlemlediklerini anlatan Anne, şunları söyledi, " Küçükken arkadaşlarına göre az gelişmişti. Mide sorunu var diye düşündük. 6 aylıkken göz teması hiç yoktu. 16 aylıkken sağlık ocağına gittik orada psikolog çocuğu görmek istedi. Orada birkaç sorular sordu, çocuğa bir çeşit testler yaptı. Ben orada şaşırdım tabi ama doktorlar şüphe üzerine bu testleri yapmışlar. Biz yurt dışında yaşıyoruz, orada yaptırdık bu testleri. Yapılan testlerin ardından otizm teşhisi koydular. ben otizm nedir bilmiyorum. Doktorlar psikolog önerebilir dediler ama ben bu kadar ciddi bir rahatsızlık olduğunu bilmiyordum, kabul etmedim. Rahatsızlığın bir süre sonra geçeceğini düşünüyordum. Türkiye'ye gittiğimiz zaman çocuk hava alır, hava değişimi iyi gelir filan diye düşünüyordum. Çünkü Avrupa'da dışarıya çok çıkamıyoruz, sosyalleşme konusunda sorun var. Teşhisi aldıktan sonra eve gittik, otizm nedir diye araştırmak istedim. Bakmaz olsaydım. Çözümü olmayan, ciddi bir rahatsızlık olduğunu öğrendim. Orada bir koptum, ne oluyor dedim.Tekrar aradım psikologu, yapabileceğimiz ne varsa yapalım dedim."

SÜREKLİ BİR ŞEYLERLE UĞRAŞIYOR

Anne, Nur için 2 yaşında tedavi sürecini başlattıklarını söyledi. Otizmin küçük Nur'daki etkilerine değinen anne, "Göz teması hiç yok. el sallamaları, kendi kendine sallanıyor, sürekli bir şeylerle uğraşıyor. Arabaların tekerleklerini sürekli sallıyor. Bu tür belirtileri var. Konuşma hiç yok. Şuan işte terapi süreci devam ediyor. Yavaş yavaş ses çıkar diyorlar, 1-2 gibi kelimeler söylüyor. Bir şeyleri zorladığınız zaman tepkileri farklı oluyor. Çünkü senin kızma hakkın yok ona göre. Bu çocuklar kimseyle ilgilenmiyor. Ama ablası çok ilgileniyor. O yüzden karşı bir sıcaklığı oluyor bazen. Şuan az çok telefonda filan babası-ablası sesini duyunca gülüyor. Bu değişkenlik gösteriyor. Bazen sizi tanıyor gibi bazen tanımıyor gibi. Sürekli değişiyor" dedi. 

AİLEMİZİ ÇOK ETKİLEDİ 

Aile olarak Nur'a otizm teşhisi konulduktan sonra yaşadıkları psikolojik sorunlara değinen anne, "Aile olarak psikolojimiz çok kötü oldu. 1 sene kendime gelemedim. 1 sene zaten ağladım. İçimize kapandık. Kimseye derdimizi anlatamadık. Hiç bir yerden destek isteyemedik. 2 çocuğum daha var, biri 18 yaşında diğeri 13 yaşında. Büyük çocuğuma anlattım olayı o zaten farkındaydı her şeyin. Bu hastalıkta aileler ayrılma dönemine bile gelebiliyor. Ama çok şükür biz öyle bir şey yaşamadık. Birbirimize destek olduk. Diğer çocuklarımız da etkileniyor tabi. Bir çocuğum bir gün biz de mi hastayız diye sordu, ben çok kötü oldum" ifadelerini kullandı. 

ARAŞTIRARAK SOBE'Yİ BULDULAR

Anne, küçük kızları Nur'un Avrupa'da başlayan eğitim sürecini, daha iyi yerlerde devam ettirmek için sürekli araştırmalar yaptıklarına dikkat çekti. Yaptıkları araştırmalar sonucunda SOBE'yi bulduklarını belirten anne, sözlerine şöyle devam etti, "Yurtdışında otizmle ilgili eğitim alınabilecek yerler var. Ama ben çok araştırdım. İstanbul'a gidecektim. Bir araştırmadan sonra SOBE'yi öğrendim. Buranın uluslararası bir ödül aldığını öğrendim. Buraya geldim ve görüştüm. 6 aylığına tedaviye geldim. Kızımla birlikte buraya geldik 6 aylığına. Ama baktım buradaki eğitim çok güzel, bir 3 ay daha uzattık eğitimi. Alabildiği kadar aldırmaya çalışacağız. Şuan 4 aydır buradayız. Buranın büyük olumlu yanları oldu. Algısı açıldı, git-gelleri biliyor. Sürekli bir eğitim verilirse, istenilen seviyeye geleceğini düşünüyorum. Önemli olan eğitim diye düşünüyorum. Umudu da büyük tutmamak gerekiyor çünkü hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Sistemi biraz daha öğrendim, eğitim sürecini. Çocuğa nasıl davranacağımızı öğrendik. Biz kendimiz de çocuğumuzu eğitmeye çalışıyoruz. Artık yavaş yavaş onu da tanıdık, neye tepki verecek neye tepki vermeyecek onu da öğrendik. Ona göre hareket ediyoruz."

ONLARIN DÜNYASINA GİRMEK GEREKİYOR

Otistik çocukların kendi dünyaları olduğunu dile getiren anne, o dünyalarına girmek gerektiğini söyledi. Bu noktada yaşadıklarından edindiği tecrübeyi, otistik çocuğu olan ailelere tavsiye olarak sunan anne, şunları anlattı, "Otizmli çocukların dünyasına kendin gireceksin, sen girmedikçe kapısını açmıyor. Kendi evi var, duvarı var, onu açmanız gerekiyor. Çıksa, gözünüzün içine baksa dünyalar sizin oluyor. Önceden hiç bakmıyordu, şimdi az çok gözümüze bakmaya başladı. Otizmli çocuğu olan ailelere şu tavsiyelerde bulunuyorum; İçlerine kapanmasınlar. İllaki psikolojik olarak çöküyorsunuz ama o süreyi ne kadar çabuk atlatırsanız çocuğunuzun tedavisine o kadar hızlı başlarsınız. Zaman kaybetmemek gerekiyor. Emek istiyor, sabır istiyor. Eğitim çok önemli, eğitim konusunda imkanlar doğrultusunda çocuklarına destek olsunlar."