• SOBE VAKFI
  • 'Uzun ince bir yol'
  • SOBE VAKFI
  • 'Uzun ince bir yol'

2,5 yaşında olan ve yaklaşık 2 aydır SOBE’de eğitim alan Ali Hakan’ın babası yaşadıkları süreci anlattı. Otizmli bir bireyin eğitim sürecini “Uzun ince bir yol” olarak yorumlayan baba, buna rağmen oğlu Ali Hakan için elinden gelen her şeyi yapacağını söyledİ

Otizm teşhisi konulan bireylerden biri olan Ali Hakan, henüz 2,5 yaşında. Normal doğumla dünyaya gelen Ali Hakan’ın ilk 6 ayında herhangi bir olumsuz durum söz konusu olmadı. Ancak bir süre sonra Ali Hakan’ın olması gereken gelişim sürecini yaşayamaması, ailesini tedirgin etti. Bunun üzerine aile Ali Hakan’ı doktora götürdü. Birkaç uzman doktor gezdikten sonra Ali Hakan’a otizm teşhisi konuldu. Gelişim geriliği yaşayan ve oturmada, yürümede zorluk çeken Ali Hakan’ın, otizm teşhisinin ardından tedavi süreci başladı. Ailenin araştırmaları sonucunda Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitimi (SOBE), aile için en uygun yer olarak düşünüldü ve tercih edildi. Yaklaşık 2 aydır SOBE’de eğitim alan Ali Hakan’ın davranışları olumlu yönde gelişim göstermeye başladı. Zor bir süreçten gelen Ali Hakan’ın anne ve babası ayrıldı. 2 Çocuğun velayetini alan baba ise çocukları için her şeyi yapıyor. Ali Hakan’ın eğitim sürecini “Uzun ince bir yol” olarak tanımlayan baba, bu yol ne kadar zor da olsa evladı için elinden geleni yapacağını söyledi.

KABUKLARINI KIRMALIYIZ

Otizmli bir birey olan ve yaklaşık 2 aydır SOBE’de eğitim gören Ali Hakan’ın babası, otizm teşhisi konulduktan sonra yaşadıkları süreci anlattı. Ali Hakan’ın 2.5 yaşında olduğunun bilgisini veren baba, Ali Hakan’ın 6-7 aylık oluncaya kadar geçen sürede herhangi bir olumsuz durum yaşamadığını söyledi. Ancak, zaman geçtikçe Ali Hakan’ın gelişiminde yavaşlama olduğunu gördüklerini dile getiren baba, bunun üzerine hemen doktora gittiklerini söyledi. Bu süreci anlatan baba şunları söyledi, “Çocuklarda bir motor gelişim evreleri var burada Ali Hakan olması gerektiği zaman oturamamaya başladı. Gelişiminde bir gerilik fark ettik. İlk etapta bir çocuk nörolojisine götürdük. Orada beyin emarı çekildi, gözlemlendi daha sonra çocuk psikiyatriste yönlendirdiler. Ali Hakan oturamadı, yürüyemedi bir süre. Aradan 6-7 ay daha geçti, Ali Hakan 1,5 yaşına geldi. Bu yaşlarda fizik tedavi aldırmaya başladık. Böylelikle yürümeye başladı. Baktık davranışında da farklılıklar var, çocuk psikiyatristine götürdük. Orada çocuğunuz otizm olabilir dediler. Onun üzerine de birtakım başka çocuk psikiyatristleri de gördü neticede otizm olduğunu anladık. Biz de otizmin ne olduğunu çok bilmiyorduk. İlk etapta bir inkar dönemi yaşadık. Daha sonra yavaş yavaş kabulleniş, olayın ne olduğunu anlama ve bunun tedavisinin yoğun davranışsal eğitim olduğunu anlayıp terapinin Hakan için en iyisi olacağına karar verdik. Bu dönemde ailevi birtakım sıkıntılar da yaşadık. Eşimden ayrıldım 2 çocuğumun velayetini aldım. O dönem İzmir’de ikamet ediyordum. Baktım, inceledim merkezleri Konya’da SOBE gibi bir eğitim merkezi olduğunu öğrendim. Kendim de Konyalıyım. Ailem burada yaşıyor. Hem lojistik hem diğer açılardan Konya’nın daha iyi olacağını düşünerek Ali Hakan’ın tedavisi için Konya’ya geldik. Ali Hakan yaklaşık 2 aydır SOBE’de tedavi görmeye başladı. İnşallah yoğunlaştırıp tedaviye devam edeceğiz. Bunun uzun ince bir yol olduğunu biliyorum. Bizim şanslı olduğumuz husus erken teşhis konulması. İnşallah Ali Hakan’ı topluma kazandıracağız. Akranlarıyla, yaşıtlarıyla eş değer konuma gelmesi, hayatını idame ettirecek bir birey olarak yetişmesi için elimizden geleni yapacağız. Ben çocuklarım için ayakta durmak zorundayım. Onlar için en iyisini yapmak için uğraşır. Toplumumuzda otizmin farkındalığı çok düşük düzeyde. Otizm bir zeka geriliği değil davranışsal bir farklılık. Ali Hakan her şeyi biliyor. Otizm otodan geliyor, oto içe kapanıklılıktan geliyor. Farklı algılıyor dünyayı. Otizmli çocukların çoğunda üstün zekalı belirtileri var. Onlar farklı algılıyorlar. Bir kabukları var o kabuğu kırıp onu kendi tarafımıza çekmemiz lazım. Bunun da yolu yoğun davranışsal analizden ve terapiden geçiyor.” DIŞ DÜNYAYA KAPALI Ali Hakan’ın 1,5 yaşında kardeşi olduğunu belirten baba, Ali Hakan’ın kardeşiyle olan ilişkilerine değindi. “Dış dünyaya kapalı” diyen baba, “Küçük çocuğumuzda herhangi bir gelişim sorunu yok. Kardeşi Ali Hakan’la oynamak istiyor, onun peşinden gidiyor ama Ali Hakan dış dünyaya kapalı olduğu için bunun farkında değil. Bu kabuğu henüz kıramadı” diye konuştu.

OTİZM KONUSUNDA BİLİNÇ ARTMALI

Otizm konusunda toplumsal bilincin artması gerektiğine dikkat çeken Baba, “Otizm utanılacak bir şey değil. Otizm bir farklılık. Bunun farkında olmak lazım. Elimizden geldiğince ne olduğunu anlatmak lazım. İnsanlar bilmedikleri için farkında değiller. Toplumun bilinçlenmesi lazım. Otizmin farklılık olduğunu bir eksiklik olmadığını ve bu bireylerin topluma kaynaştırılması gerektiğini izah etmek lazım. Bunu her tarafta anlatmak lazım. Şuan 58 yeni doğumdan 1 tanesi otizmli. Sayı çok arttı. Farkındalığın da artması gerekiyor. Devlete de düşen görevler var. Özel eğitim merkezleri ve özel eğitmen sayıları artırılmalı, Devletin bu bireylere tanıdığı haklar artırılmalı. Bu hepimizin sorumluluğu” ifadelerini kullandı.

YETKİLİLERİ AYAKTA ALKIŞLIYORUM

SOBE’nin davranışsal terapi gördükleri ilk merkez olduğunun bilgisini veren baba, SOBE’den çok memnun kaldıklarını söyledi. Bu konudaki değerlendirme ve tespitlerini paylaşan baba, şunları söyledi, “SOBE benzeri yerler var ama gerek bilimsel bakış açısı gerek okulun kendi yapısı, gerek sınıflar, gerek eğitimciler, gerek merkezin her türlü imkanı burayı Türkiye’nin en gelişmiş otizmli bireyler eğitim merkezi haline getiriyor ben de o yüzden burayı tercih ettim. Biz haftada 2 gün geliyoruz daha sonra 3 veya 5 gün olacak. İlk 2 ay zaten alışma evresi. Onu rutinden çıkarıp bir eğitim, terapi sürecine soktuk, iyi gidiyoruz. Alıştık, ağlamalarımız azaldı. Eğitmenimizle kaynaştık. Fiziksel terapi de alıyoruz burada. İnşallah uzun süre devam ederiz ve faydalarını görürüz. Bu değerli tesisi kazandırdıkları için yetkilileri ayakta alkışlıyorum. Bu yatırım yapılacak yatırımların bence en değerlisi. Burada yapılan iş geleceğe fayda sağlayabilmek. Biz nesillerimizi topluma kazandırabilirsek yapacağımız en verimli yatırım hem vicdanen hem madden hem manen çok güzel bir yatırım. Bu bireyleri topluma kazandırmak için yapılacak her şey takdir edilmeli.”